İYİ Parti Elazığ İl Başkanı Habip Yaşar Yaptığı açıklamada: "2020 yılında ilimizde meydana gelen deprem sonrası konteyner kentlere yerleştirilen vatandaşlarımızı ziyaret ettik. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle, bu alanda yaşayan çocuklarımıza Türk bayrakları hediye ederek bayramlarını kutladık. Vatandaşlarımız, sağlığa uygun olmayan koşullarda yaklaşık beş yıldır konteynerlerde yaşamaya devam etmektedir. Ancak 22 Nisan 2025 tarihi itibarıyla AFAD tarafından kendilerine gönderilen bir yazıyla konteyner alanlarının boşaltılması istenmiştir.

Durum tespiti yapmak amacıyla mahalle muhtarı eşliğinde bölgeyi ziyaret ederek vatandaşlarımızdan doğrudan bilgi aldık. Sadece Kırklar Mahallesi’nde 240 aile hâlen bu konteynerlerde yaşamaktadır. Aralarında hâlâ hak sahibi olup konutunu alamayanlar bulunduğu gibi, kiracı olup hiçbir güvencesi olmayan mağdur aileler de vardır. Son derece ilkel ve zor koşullarda hayatlarını sürdüren bu insanların arasında, okula giden pırıl pırıl çocuklar da bulunmakta; bir dokunup bin ah işitmekteyiz. Bu ailelerin büyük bir kısmı, yüksek kiralar nedeniyle kiralık ev bulmakta ya da tutmakta zorlanmaktadır. Onlara “boşaltın” denilmesi, sokağa terk edilmeleri ve çadırda yaşamaya mecbur bırakılmaları anlamına gelmektedir. Sosyal bir devlet, vatandaşını korumak ve barınma hakkını temin etmekle yükümlüdür.

Ayrıca, söz konusu konteyner kentin hemen yanı başında üç okulun bulunduğu bir mahalleye, denetimli serbestlik kapsamında hükümlülerin barındığı bir başka konteyner kentin kurulması; ailelerde, özellikle kadınlar ve çocuklarda endişe, korku ve güvensizlik duygularını artırmaktadır. Mahalle sakinleri de bu durumdan şikâyetçidir ve bu alanın bir an önce taşınmasını talep etmektedir. Diğer konteyner kentlerde de benzer sorunlar yaşanmaktadır. Ortak talep; gerçek ihtiyaç sahiplerinin tespit edilmesi, hak sahipleri ve kiralık ev bulamayan, ödeme gücü olmayan vatandaşların önceliklendirilmesi, buna karşın sosyal yardımlardan faydalandığı hâlde hâlen konteynerlerde kalmaya devam edenlerin adil bir şekilde değerlendirilmesidir. Bazı vatandaşlar ise hiçbir sosyal yardım alamadıklarını ve gidecek bir yerlerinin olmadığını ifade etmektedir.

Temennimiz; bu insanları mağdur etmeden, çocukların geleceğini de düşünerek, yaşanabilir sosyal konutlara yerleştirilmeleri ve huzurlu bir yaşam sürdürebilmeleridir. Devlet-millet dayanışmasının diri tutulabilmesi için ilgili kurumların sorunu yerinde tespit ederek, vatandaşlarımızın sesine kulak vermesi ve kalıcı çözümler üretmesi şarttır.

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" İfadelerini kullandı.